Inter ve Parma'nın Transfer Paslaşması
Gönderen
Nerazzurri
zaman:
11:46
24 Ocak 2012 Salı
Etiketler:
Futbol,
inter,
Parma,
Serie A,
Transferler
0
Yorum var / Yorumlamak için buraya tıklayınız
Yıllardır İtalya içindeki transferlerde Inter'in en haşı neşir olduğu takım Genoa'ydı ancak bu yıl Parma yeni sevgilisi oldu Nerazzurrilerin. İşte yeni aşkın reçetesi :
- Cicero Moreira Jonathan : Parma'ya kiralandı.
- Joel Obi : Inter oyuncunun bonservisinin tamamını Parma'dan satın aldı.
- Lorenzo Crisetig : Oyuncunun haklarının %50'si co-ownership yöntemi ile Parma'dan alındı ve Crisetig, sezon sonuna kadar Inter'de kiralık olarak forma giyecek.
- Diego Mella : 1993 doğumlu forvet oyuncusu co-ownership anlaşması ile Parma'ya transfer oldu.
- Jacopo Galimberti : 1993 doğumlu defans oyuncusu co-ownership anlaşması ile Parma'ya transfer oldu.
- Gaetano Monachello : 1994 doğumlu forvet oyuncusu Parma'ya kiralandı.
- Yao Guy Eloge Koffi : 1996 doğumlu Fil Dişi Sahili menşeili oyuncu co-ownership anlaşması ile Parma'dan Inter'e transfer oldu ancak sezon sonuna kadar Parma'da kiralık olarak kalacak.
1998'den Beri Aynı Film (Inter : 2 - 1 : Lazio)
Geçtiğimiz hafta ezeli rakibi Milan'ı 1-0 mağlup ederek birden kendini yeniden zirve yarışında bulan Inter, kendi sahasında 1998 yılından beri boyun eğmediği Lazio'yu Milito ve Pazzini'nin golleri ile 2-1 mağlup ederek galibiyet serisine devam etti.
Her geçen hafta ilk 11'e iyice ısınan Nagatomo ve Alvarez'in kenarlarda başladığı oyun kurgusunda orta ikili Zanetti ve Cambiasso'ya emanet edilirken ileri uçta Milito ve onun biraz arkasında Pazzini'nin yer aldığı orta saha ve forvet kurgusu ile oyuna başlayan Inter özellikle ilk 20 dakikada Lazio'nun sakin ve akıllı oyunu karşısında bekleneni bir türlü veremedi. 15. dakikada Lucio'nun hatası ile Inter taraftarlarına nefeslerini tutturan Rocchi, bu pozisyondan tam 15 dakika sonra içinde yine Lucio'nun bulunduğu ve bacaklarının arasından geçen topun ardından bu sefer Inter taraftarlarının nefesini kesti ve Lazio deplasmanda 1-0 öne geçti. Golün ardından iyice geriye yaslanan ve yaptığı pas hataları ile 2. bölgede hakimiyeti Inter'e teslim eden başkent ekibine cezayı Diego Milito 44. dakikada kesti ve skoru 1-1'e getirdi.
İlk yarıda oldukça pasif bir görüntü çizen Alvarez, ikinci yarının başında yerini sakatlıktan kurtulan ve maç kondisyonunu kazanmaya başlayan Sneijder'e bıraktı. İlk yarının başlarında ne izlediysek ikinci yarıda da aynısı izledik, oynayan taraf Lazio, pusuda bekleyen taraf Inter'di ve Lucio'nun neredeyse defanstan kafasıyla gönderdiği top Lazio savunmasının arkasına sarkan Pazzini ile buluştu ve İtalyan oyuncu şık bir aşırtma vuruşu ile skoru belirleyen isim oldu. Inter gerçekten savunma işini gayet iyi yapıyor ama geçen hafta Milan maçında ve bu maçta da futbol şansının biraz yanlarında olduğunu söylememiz gerekiyor. Skor 2-1 olduktan kısa bir süre sonra Klose'nin kaçırdığı öyle bir pozisyon var ki Inter savunmasının izlemesi büyük hataydı.
Edy Reja ile daha önce 12 kez karşı karşıya gelen Ranieri'nin 8 galibiyeti, 2 beraberliği ve 2 mağlubiyeti vardı, İtalyan teknik adam 9. galibiyetini de almış oldu. Ayrıca Ranieri'nin Lazio'ya karşı bir başka sinir bozucu huyu ise çalıştırmış olduğu takımlarda kendi evinde Lazio'ya kaybetmemesi. 6 maçta 5 galibiyeti ve 1 beraberliği olan Ranieri, bu akşam da rakibini bir kez daha mağlup etmeyi başardı.
Rekorların Adamı Totti'nin Hatırlattığı Efsane
Gönderen
Temur
zaman:
13:43
Etiketler:
as roma,
nostalji,
Serie A
0
Yorum var / Yorumlamak için buraya tıklayınız
Roma'nın bayrak adamı, İtalyan futbolunun son 15 yılına damga vuran efsane diyebileceğimiz adamlar sınıfındandır Totti. Bu hafta Cesena'ya attığı 2 gol ile Roma forması ile 211. golüne imza attı ve Milan efsanesi Gunnar Nordahl'in 210 gollük rekorunu kırarak aynı kulübün forması ile Serie A'da en çok gol atan futbolcu oldu. Milan forması ile 210 golü olan Nordahl'in Serie A'da attığı toplam gol sayısı ise 225 (Roma formasıyla da 15 golü var). Totti toplam sıralamada ise ligin en golcü beşinci ismi. 274 gol ile zirvede olan efsane Silvio Piola'ya yetişmesi imkansız olsa da emekli olmadan 15 gol atmayı daha başarırsa Altafini, Guiseppe Meazza ve Nordahl gibi efsaneleri geçerek toplam sıralamada 2. olma şerefine erişecek. Rekorun şerefine rekorun eski sahibi Gunnar Nordahl'i analım ve Totti'nin yeni rekorları için geri sayıma başlayalım.
18 Maç Sonra Yine RANIERI (Milan : 0 - 1 : Inter)
Serie A'ya çok kötü başlayan Inter, zamanla bir şekilde üst sıralara tırmandı ve Udinese'nin kaybetmesi, Juventus'un berabere kalmasının ardından zirveye bir adım daha yaklaşmak için büyük bir fırsat ele geçirdi ama maçtan önce Milano derbisinin favorisi kesinlikle değillerdi. 18 maçtır San Siro'da yenilgi yüzü görmeyen Milan, geçen sezonun yıldızlarından Pato'yu da ilk 11'almış, zirvedeki rakiplerinin puan kaybetmesi ile liderlik şansını elde etmiş, seyirci desteğini de arkasına almıştı. Bunlar buz dağının Milan penceresinden görünen kısmıydı peki ya Inter ?
Çok fazla şans tanınmayan Inter'in de rakamların arasına saklanmış güçlü yanları vardı. Son 14 maçının tamamında gol atan Nerazzurriler, bu maçtan önce deplasmanda da 337 dakikadır gol yemiyordu ve 14 farklı oyuncusu ile gol sevinci yaşamıştı. Dün akşam Milito atmasa, Alvarez atacaktı, Alvarez atmasaydı Milan'a karşı kariyerinde sadece 1 golü olan kaptan Javier Zanetti atacaktı ... Geçen hafta Parma'ya 5 gol atan Inter, ben kesin bu maçta gol atarımın sinyalini vermişti zaten ve gelelim bu maçın en kilit rakamının sahibine ... Kendisinden hiç hazetmem ama derbilerde Ranieri denilen bir gerçek var. İtalya'daki 12 derbisinde mağlubiyet yüzü görmeyen Ranieri, bunların son 6 tanesini de kazanmıştı. Nitekim dün gece de San Siro'da seri bozulmadı ve "bidon" Milito'nun golü ile Inter, geçen seneki maçın rövanşını 1-0 kazanarak aldı.
İlk 10 dakika Inter baskısı olsa da Ibra'nın oyuna ağırlığını koymasıyla Milan hakimiyeti gele geçirdi hatta gol veya gollere de yaklaştı ama gerek futbol şansı gerekse Inter'in en iyi yaptığı şey olan savunma anlayışı ev sahibi ekibe skor olarak geri dönmedi. Aslında geçen senenin kopyası olan anlar da yaşadık. Maçın başında Motta golü attı ama karşılaşmanın hakemi Daniele Orsato ofsayt gerekçesiyle golü saymadı tıpkı geçen sene olduğu gibi yine Motta ve yine ofsayta kurban giden gol. Hatta 2 sene öncesine gidelim yani Milito'nun Milan'a en son gol attığı o karşılaşmaya ve Abbiati'nin yediği goldeki hataya tekrar bakalım. Fotokopi gibi bir hata ve gol, kahramanlar yine aynı Abbiati ve Milito...
12 maçtır yenilmeyen ve sahasında 18 maçlık seri yakalayan Milan'ın belası yine Ranieri oldu. İtalyan teknik adam Roma'nın başındayken San Siro'da 1-0 kazanarak galibiyet sevinci yaşayan son teknik adamdı ve tarih bir kez daha aynı isim için tekerrür etti. Inter pusuya yattı bekliyor ...
Renk
Göksel dövecek bizi. Yazamıyoruz. Palermo-Napoli maçına bilendim, yayıncı kuruluşa güvendim, maçı vermedi. İkinci yarı başladı.
Juventus lider. Herşeye rağmen güzel lig. Seviyoruz. Renkli. Bu hafta da derbi var. Ortamı ısıtmak lazım.
Not: Farkında olmadan 100.postu ben kapmış oldum. Göksel'in hakkıydı. 100'ler kulübüne girdik.
Serie A'da Haftanın Değerlendirmesi
EN FARKLI GALİBİYET INTER'DEN :
Önümüzdeki hafta Milan ile dev derbiye çıkacak olan Inter'de durumu kritik bütün oyuncuların dinlendirildiği ikinci yarının ilk maçında Nerazzurriler Parma'yı gole boğarak gönderdi. Yılın bidonlarından olan Diego Milito'nun 2 gol, Motta, Pazzini ve genç Faraoni'nin golleri ile Milano derbisi öncesi moral kazanan Inter artık rakibi Milan'ı bekliyor.
FIORENTINA ŞEYTANIN BACAĞINI KIRDI :
Gilardino'yu Genoa'ya gönderen ve sakat oyuncuların varlığında Fiorentina'nın yükünü Jovetic'in çekeceğini yazmıştık ve nitekim beklendiği gibi Jovetic'in biri penaltıdan olmak üzere attığı 2 gol Fiorentina'nın bu sezon ilk kez deplasmanda 3 puan almasını sağladı. Ligin ilk yarısında dörtlü savunma ile oynayan Mor Menekşeler Novara deplasmanında ilk kez 3-5-2'yi denedi, 3 puanı 3 golle alarak deplasman fobisine nokta koydu.
HAFTANIN SÜRPRİZİ SIENA'DAN:
Serie A'da haftanın en büyük sürprizi küme düşme korkusu yaşayan Siena'nın kendi evinde ligde zirve iddiası bulunan Lazio'yu 4-0 gibi farklı bir skorla yenmesi oldu. Stadio Artemio Franchi'de oynanan maça damga vuran isimse 2 penaltı veren ve Lazio aleyhinde 1 kırmızı kart çıkartan Gervasoni oldu. Ümit Milli Takımımızın İtalya Ümit Milli Takımı ile oynadığı karşılaşmada harika bir oyun sergileyen ve bunu skora da yansıtan Destro'nun takımını sırtladığı bu maç başkent ekibi Lazio'nun moralini altüst etti.
MILAN SERİYİ BOZDU :
Ligin ilk yarısında Milan, Juventus ve Udinese'nin ardından kendi evinde mağlubiyet yüzü görmeyen Atalanta'nın fişini 1 gol 1 asistle oynayan Zlatan Ibrahimoviç çekti. Sakat ve cezalı oyuncularından neredeyse 11 kuracak olan Milan, Doni'nin tutuklanması ile şok geçiren Atalanta'ya acımadı. Milano derbisi öncesi iki takımın da formda olması harika bir derbi izleyeceğimiz için bizleri heyecanlandırıyor.
TOTTI GERİ DÖNDÜ :
Gerek hocasıyla yaşadığı sorunlar gerekse sakatlık belası yüzünden ligin ilk yarısında parmağını ağzına alarak gol sevincini yaşayamayan Totti, 2011-2012 sezonun ilk gollerini Chievo'ya atarak Roma'ya 3 puanı getirdi.
DI NATALE EFSANELEŞMEYE DEVAM EDİYOR :
Stadio Friuli'de sadece Juventus'a puan kaybeden Udinese, zayıf rakibi Cesena'yı 4-1 mağlup ederek zirve yürüyüşüne kaldığı yerden devam etti. Yeniden milli takıma çağrılan ve son yıllarda gösterdiği performansla adından sıkça söz ettiren kaptan Di Natale'nin attığı 2 gol ayrıca Udinese tarihi açısından çok önemli. Stadio Fruli'de oynanan son 27 maçta 26. golüne imza atan Di Natale, her geçen hafta taraftarların gönlünde taht kurmaya devam ediyor.
DİĞER MAÇLAR :
Ligde kalmak için kendi evindeki maçları en az hasarla atlatmak isteyen Bologna, Avrupa Kupalarında mücadele etmek isteyen Catania'yı Cherubin ve Di Vaio'nun golleri ile 2-0 mağlup ederek 2012'ye iyi bir başlangıç yaptı.
Yeni teknik direktör (Pasquale Marino) ve yeni golcüsü (Gilardino) ile ikinci yarının startını veren Genoa, puan cetvelinde nefesini ensesinde hissettiği Cagliari'ye deplasmanda 3 golle boyun eğerek rakibinin bir basamak altında kaldı. Miguel Veloso, Kaladze ve Palacio'dan yoksun olarak sahaya çıkan Genoa'nın son maçta Napoli karşısında aldığı 6-1'lik farklı mağlubiyetin şokunu atlatamadığı açıkça belli oluyor. Savunmaya acil çözüm şart.
Kümede kalması artık tamamen Allah'a kalan Lecce, ligin namağlup ekibi Juventus karşısında dirense bile Matri'nin golüne engel olamayarak ligin dibindeki yerini perçinledi.
Inter'in 5-0'lık galibiyetini Napoli bu hafta Palermo deplasmanında biraz daha dikkatli olsaydı gölgede bırakabilirdi. 90 dakika boyunca oyunun tek hakimi olan misafir ekibin bu sezonki performansı ilk yarı itibarı ile geçen seneyi mumla aratmıştı ancak güzel oyun ve deplasmanda alınan 3-1'lik galibiyet Napoli'nin daha üst sıralara çıkması için moral olacaktır. Palermo'nun başında Zamparini gibi kıyımcı bir teknik direktör varken bu potansiyele rağmen onları başarılı görmek sanırım zor olacak.
Önümüzdeki hafta Milan ile dev derbiye çıkacak olan Inter'de durumu kritik bütün oyuncuların dinlendirildiği ikinci yarının ilk maçında Nerazzurriler Parma'yı gole boğarak gönderdi. Yılın bidonlarından olan Diego Milito'nun 2 gol, Motta, Pazzini ve genç Faraoni'nin golleri ile Milano derbisi öncesi moral kazanan Inter artık rakibi Milan'ı bekliyor.
FIORENTINA ŞEYTANIN BACAĞINI KIRDI :
Gilardino'yu Genoa'ya gönderen ve sakat oyuncuların varlığında Fiorentina'nın yükünü Jovetic'in çekeceğini yazmıştık ve nitekim beklendiği gibi Jovetic'in biri penaltıdan olmak üzere attığı 2 gol Fiorentina'nın bu sezon ilk kez deplasmanda 3 puan almasını sağladı. Ligin ilk yarısında dörtlü savunma ile oynayan Mor Menekşeler Novara deplasmanında ilk kez 3-5-2'yi denedi, 3 puanı 3 golle alarak deplasman fobisine nokta koydu.
HAFTANIN SÜRPRİZİ SIENA'DAN:
Serie A'da haftanın en büyük sürprizi küme düşme korkusu yaşayan Siena'nın kendi evinde ligde zirve iddiası bulunan Lazio'yu 4-0 gibi farklı bir skorla yenmesi oldu. Stadio Artemio Franchi'de oynanan maça damga vuran isimse 2 penaltı veren ve Lazio aleyhinde 1 kırmızı kart çıkartan Gervasoni oldu. Ümit Milli Takımımızın İtalya Ümit Milli Takımı ile oynadığı karşılaşmada harika bir oyun sergileyen ve bunu skora da yansıtan Destro'nun takımını sırtladığı bu maç başkent ekibi Lazio'nun moralini altüst etti.
MILAN SERİYİ BOZDU :
Ligin ilk yarısında Milan, Juventus ve Udinese'nin ardından kendi evinde mağlubiyet yüzü görmeyen Atalanta'nın fişini 1 gol 1 asistle oynayan Zlatan Ibrahimoviç çekti. Sakat ve cezalı oyuncularından neredeyse 11 kuracak olan Milan, Doni'nin tutuklanması ile şok geçiren Atalanta'ya acımadı. Milano derbisi öncesi iki takımın da formda olması harika bir derbi izleyeceğimiz için bizleri heyecanlandırıyor.
TOTTI GERİ DÖNDÜ :
Gerek hocasıyla yaşadığı sorunlar gerekse sakatlık belası yüzünden ligin ilk yarısında parmağını ağzına alarak gol sevincini yaşayamayan Totti, 2011-2012 sezonun ilk gollerini Chievo'ya atarak Roma'ya 3 puanı getirdi.
DI NATALE EFSANELEŞMEYE DEVAM EDİYOR :
Stadio Friuli'de sadece Juventus'a puan kaybeden Udinese, zayıf rakibi Cesena'yı 4-1 mağlup ederek zirve yürüyüşüne kaldığı yerden devam etti. Yeniden milli takıma çağrılan ve son yıllarda gösterdiği performansla adından sıkça söz ettiren kaptan Di Natale'nin attığı 2 gol ayrıca Udinese tarihi açısından çok önemli. Stadio Fruli'de oynanan son 27 maçta 26. golüne imza atan Di Natale, her geçen hafta taraftarların gönlünde taht kurmaya devam ediyor.
DİĞER MAÇLAR :
Ligde kalmak için kendi evindeki maçları en az hasarla atlatmak isteyen Bologna, Avrupa Kupalarında mücadele etmek isteyen Catania'yı Cherubin ve Di Vaio'nun golleri ile 2-0 mağlup ederek 2012'ye iyi bir başlangıç yaptı.
Yeni teknik direktör (Pasquale Marino) ve yeni golcüsü (Gilardino) ile ikinci yarının startını veren Genoa, puan cetvelinde nefesini ensesinde hissettiği Cagliari'ye deplasmanda 3 golle boyun eğerek rakibinin bir basamak altında kaldı. Miguel Veloso, Kaladze ve Palacio'dan yoksun olarak sahaya çıkan Genoa'nın son maçta Napoli karşısında aldığı 6-1'lik farklı mağlubiyetin şokunu atlatamadığı açıkça belli oluyor. Savunmaya acil çözüm şart.
Kümede kalması artık tamamen Allah'a kalan Lecce, ligin namağlup ekibi Juventus karşısında dirense bile Matri'nin golüne engel olamayarak ligin dibindeki yerini perçinledi.
Inter'in 5-0'lık galibiyetini Napoli bu hafta Palermo deplasmanında biraz daha dikkatli olsaydı gölgede bırakabilirdi. 90 dakika boyunca oyunun tek hakimi olan misafir ekibin bu sezonki performansı ilk yarı itibarı ile geçen seneyi mumla aratmıştı ancak güzel oyun ve deplasmanda alınan 3-1'lik galibiyet Napoli'nin daha üst sıralara çıkması için moral olacaktır. Palermo'nun başında Zamparini gibi kıyımcı bir teknik direktör varken bu potansiyele rağmen onları başarılı görmek sanırım zor olacak.
Serie A'da İkinci Yarı Başlıyor
ATALANTA - AC MİLAN :
Kendi evinde namağlup olan ancak deplasmanda oynadığı 8 maçın 6'sında puan kaybeden Atalanta, kendi evinde yenilgi yüzü görmeyen son şampiyon Milan'ın konuğu olacak.
Mario Yepes, Mathieu Flamini, Antonio Cassano ve Ignazio Abate'nin sakat, Ambrossini'nin ise cezası nedeniyle forma giyemeyeceği maçta Milan'ın hücum gücünü Boateng, Zlatan ve Robinho'nun üstlenmesi bekleniyor. Lige -6 puanla başlayan Atalanta'da geçtiğim günlerde kulübün efsane oyuncularından olan Doni'nin de şike ve bahis nedeniyle tutuklanmış olması moralleri altüst etmiş olsa da kolay kolay teslim olmayacaklardır. Matteo Brighi ve Daniele Capelli'den yoksun Atalanta'nın en önemli kozu Udinese forması giyerken San Siro'da oynanan 4-4'lük maçın kahramanı olan Arjantinli golcü German Denis.
Bergamo'da oynanan son 4 maçta 2 mağlubiyet, 1 beraberlik ve 1 galibiyet elde eden Milan'ı tribün açısından oldukça zor bir maç bekliyor. Takımın yaşadığı kötü günleri geride bırakması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Atalanta taraftarları bizlere bu maçta görsel açıdan büyük keyif verebilir.
INTER - PARMA :
Sezona haddinden kötü başlayan Inter'de Gasperini'nin ardından Ranieri göreve gelmiş, takımda biraz kıpırdanma olmuş ancak beklenen oyun ve skorlar sahaya tam anlamıyla yansıtılamamıştı.
Bir yanda son 4 lig maçını da kazanan Inter, diğer yanda ise son 4 lig maçında da sahadan beraberlikle ayrılan Parma ... Önümüzdeki hafta Milano derbisi olduğu için ben Ranieri'nin tam anlamıyla iyileşmeyen Zarate, Sneijder ve Forlan'ı riske edeceğini düşünmüyorum. Son yıllarda küme düşme potasının müdavimlerinden olan ve yaşadığı ekonomik sorunları çözmekte zorlanan Parma, bu sefer yeni yıla potanın 7 puan üstünde olduğu için biraz daha rahat başlıyor ve Milan maçını düşünecek olan Inter için sürpriz yapabilirler diye düşünülse de artık en azından kendi evinde puan kaybetme lüksü olmayan Nerazzurriler bir şekilde bu maçı kazanmaya daha yakın taraf.
PALERMO - NAPOLİ :
Devis Mangia'nın kovulup yerine Mutti'yi getiren ve ara transfer döneminde Agon Mehmeti ile Franco Vazquez'i transfer eden Palermo, Stadio Renzo Barbera'da özellikle deplasmanda oynadığı maçlarda gol sıkıntısı çeken Napoli'yi konuk edecek. Gol sıkıntısının farkında olan Napoli'nin Eduardo Vargas'ı kadrosuna kattığını da hatırlatalım.
İki takımın arasındaki puan farkı sadece 3 ve Palermo kendi evinde oldukça açık oynayan bir ekip. Sicilya ekibindeki eksiklikler oldukça can sıkıcı. Cezası nedeniyle oynamayacak olan Josip Ilicic'in yanı sıra Abel Hernandez, Eros Pisano, Eran Zahavi ve Mauricio Pinilla gibi önemli isimler de bu maçta takımlarını yalnız bırakacak. Napoli'de ise Arjantinli golcü Ezequiel Lavezzi haricinde eksik yok.
Yeni Pastore olarak Palermo'ya transfer edilen Vazquez de tıpkı Pastore gibi Cordoba doğumlu ve çok büyük ihtimalle Napoli maçına ilk 11'de başlayacak.
NOVARA - FIORENTINA :
Küme düşme korkusunu yakından hisseden iki takımın mücadelesinde baskıyı biraz daha fazla hissedecek olan taraf Fiorentina. Ligde henüz deplasmanda galibiyet elde edemeyen Mor Menekşeliler kendi evinde attığının bir fazlasını yiyen Novara önünde siftah yapmanın peşinde olacak.
Novara, ikinci yarıya Fiorentina galibiyeti ile başlarsa hem rakibi ile arasındaki puan farkını 3'e indirmiş olacak hem de ligdeki 3. galibiyetini elde ederek moral kazanmış olacak. Devre arasında Gilardino'yu Genoa'ya gönderen Fiorentina'da yük bir kez daha Stevan Jovetic'in omuzlarına yüklenmiş durumda.
ROMA - CHIEVO :
Inter ile birlikte sezona kötü başlayan bir başka büyük kulüp de başkent ekibi Roma'ydı. Taktik düzeni değiştirdikten sonra olumlu bir futbol sahaya yansıtmaya başlayan Roma'nın en büyük sıkıntısı Luis Enrique ile kaptan Totti arasındaki bitmek bilmeyen gerginlik. Savunmada yaşanılan sıkıntıların ardından herkes transferde Casemiro ve Lugano isimlerini beklerken Roma hiç beklenmedik bir işe imza atarak Marco Borriello'yu lider Juventus'a kiraladı.
16 maçta 13 gol atarak gol yollarında büyük sıkıntı çeken Chievo'nun en büyük hedefi Caracciolo'yu renklerine katmaktı ama İtalyan oyuncuyu Novara'ya kiralandı. Şartlar her ne kadar Roma lehine görünse de başkent ekibi 2003 yılından bu yana Serie A'da Chievo'yu mağlup edemiyor.
UDİNESE - CESENA :
Stadio Friuli'de sadece Juventus ile oynadığı maçta 2 puan bırakan Udinese, küme düşme hattında yer alan Cesena'yı konuk ediyor. En son 1998-1999 sezonunda ligin ilk yarısını 3. sırada bitiren Udinese'de 2011 yılında elde edilen başarıları 2012'ye taşımak en büyük hayal ve bu açıdan oynayacakları ilk 3 maç, siyah beyazlı ekibin rotası açısından oldukça önemli.
Cesena'nın en büyük kozu, Juventus ve Milan'ın yanı sıra Udinese'nin de gündeminde olan 1985 doğumlu Marco Parolo. Giuseppe Colucci, Jorge Martinez ve Raphael Martinho'nun yokluğunda bir hayli zorlanacak olan Cesena özellikle ilk 45 dakikada çok dikkatli olmak zorunda. Çünkü Udinese bu sezon Serie A'da attığı 20 golün 11'ini ilk yarılarda buldu ve bunun neticesinde 29 puan kazandı.
LECCE - JUVENTUS :
Krasic ve Amauri'yi gözden çıkartan, Roma'dan Borriello'yu kiralayan Conte'nin takımı Juventus, ligin dibinde olan ve kendi evinde dahi galip gelemeyen Lecce'nin konuğu olacak.
Daha uzun bir süre var ancak bana göre Lecce'nin bir mucize gerçekleştirme şansı kesinlikle yok. Serie B'nin ilk yolcusu sarı kırmızılılar olacaktır. Aslında Juventus'un deplasman karnesi çok parlak değil. Evet henüz mağlup olmadılar ama şampiyon olmak istiyorlarsa deplasman performanslarını kesinlikle 3 galibiyet 5 beraberlikten daha üste çıkartmak zorundalar. Kendi evinde 18 gol atıp 5 gol yiyen Juventus, deplasmanda ise 9 gol atıp 6 tane yedi. Sezon başında Conte kendi evimizdeki maçları en az hasarla atlatırsak istediğimizi elde edebiliriz demişti ama Milan'ın gerilerden gelip averajla da olsa liderliği ellerinden alması sanırım İtalyan teknik adam için iyi bir tecrübe olmuştur.
Kendi evinde namağlup olan ancak deplasmanda oynadığı 8 maçın 6'sında puan kaybeden Atalanta, kendi evinde yenilgi yüzü görmeyen son şampiyon Milan'ın konuğu olacak.
Mario Yepes, Mathieu Flamini, Antonio Cassano ve Ignazio Abate'nin sakat, Ambrossini'nin ise cezası nedeniyle forma giyemeyeceği maçta Milan'ın hücum gücünü Boateng, Zlatan ve Robinho'nun üstlenmesi bekleniyor. Lige -6 puanla başlayan Atalanta'da geçtiğim günlerde kulübün efsane oyuncularından olan Doni'nin de şike ve bahis nedeniyle tutuklanmış olması moralleri altüst etmiş olsa da kolay kolay teslim olmayacaklardır. Matteo Brighi ve Daniele Capelli'den yoksun Atalanta'nın en önemli kozu Udinese forması giyerken San Siro'da oynanan 4-4'lük maçın kahramanı olan Arjantinli golcü German Denis.
Bergamo'da oynanan son 4 maçta 2 mağlubiyet, 1 beraberlik ve 1 galibiyet elde eden Milan'ı tribün açısından oldukça zor bir maç bekliyor. Takımın yaşadığı kötü günleri geride bırakması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Atalanta taraftarları bizlere bu maçta görsel açıdan büyük keyif verebilir.
INTER - PARMA :
Sezona haddinden kötü başlayan Inter'de Gasperini'nin ardından Ranieri göreve gelmiş, takımda biraz kıpırdanma olmuş ancak beklenen oyun ve skorlar sahaya tam anlamıyla yansıtılamamıştı.
Bir yanda son 4 lig maçını da kazanan Inter, diğer yanda ise son 4 lig maçında da sahadan beraberlikle ayrılan Parma ... Önümüzdeki hafta Milano derbisi olduğu için ben Ranieri'nin tam anlamıyla iyileşmeyen Zarate, Sneijder ve Forlan'ı riske edeceğini düşünmüyorum. Son yıllarda küme düşme potasının müdavimlerinden olan ve yaşadığı ekonomik sorunları çözmekte zorlanan Parma, bu sefer yeni yıla potanın 7 puan üstünde olduğu için biraz daha rahat başlıyor ve Milan maçını düşünecek olan Inter için sürpriz yapabilirler diye düşünülse de artık en azından kendi evinde puan kaybetme lüksü olmayan Nerazzurriler bir şekilde bu maçı kazanmaya daha yakın taraf.
PALERMO - NAPOLİ :
Devis Mangia'nın kovulup yerine Mutti'yi getiren ve ara transfer döneminde Agon Mehmeti ile Franco Vazquez'i transfer eden Palermo, Stadio Renzo Barbera'da özellikle deplasmanda oynadığı maçlarda gol sıkıntısı çeken Napoli'yi konuk edecek. Gol sıkıntısının farkında olan Napoli'nin Eduardo Vargas'ı kadrosuna kattığını da hatırlatalım.
İki takımın arasındaki puan farkı sadece 3 ve Palermo kendi evinde oldukça açık oynayan bir ekip. Sicilya ekibindeki eksiklikler oldukça can sıkıcı. Cezası nedeniyle oynamayacak olan Josip Ilicic'in yanı sıra Abel Hernandez, Eros Pisano, Eran Zahavi ve Mauricio Pinilla gibi önemli isimler de bu maçta takımlarını yalnız bırakacak. Napoli'de ise Arjantinli golcü Ezequiel Lavezzi haricinde eksik yok.
Yeni Pastore olarak Palermo'ya transfer edilen Vazquez de tıpkı Pastore gibi Cordoba doğumlu ve çok büyük ihtimalle Napoli maçına ilk 11'de başlayacak.
NOVARA - FIORENTINA :
Küme düşme korkusunu yakından hisseden iki takımın mücadelesinde baskıyı biraz daha fazla hissedecek olan taraf Fiorentina. Ligde henüz deplasmanda galibiyet elde edemeyen Mor Menekşeliler kendi evinde attığının bir fazlasını yiyen Novara önünde siftah yapmanın peşinde olacak.
Novara, ikinci yarıya Fiorentina galibiyeti ile başlarsa hem rakibi ile arasındaki puan farkını 3'e indirmiş olacak hem de ligdeki 3. galibiyetini elde ederek moral kazanmış olacak. Devre arasında Gilardino'yu Genoa'ya gönderen Fiorentina'da yük bir kez daha Stevan Jovetic'in omuzlarına yüklenmiş durumda.
ROMA - CHIEVO :
Inter ile birlikte sezona kötü başlayan bir başka büyük kulüp de başkent ekibi Roma'ydı. Taktik düzeni değiştirdikten sonra olumlu bir futbol sahaya yansıtmaya başlayan Roma'nın en büyük sıkıntısı Luis Enrique ile kaptan Totti arasındaki bitmek bilmeyen gerginlik. Savunmada yaşanılan sıkıntıların ardından herkes transferde Casemiro ve Lugano isimlerini beklerken Roma hiç beklenmedik bir işe imza atarak Marco Borriello'yu lider Juventus'a kiraladı.
16 maçta 13 gol atarak gol yollarında büyük sıkıntı çeken Chievo'nun en büyük hedefi Caracciolo'yu renklerine katmaktı ama İtalyan oyuncuyu Novara'ya kiralandı. Şartlar her ne kadar Roma lehine görünse de başkent ekibi 2003 yılından bu yana Serie A'da Chievo'yu mağlup edemiyor.
UDİNESE - CESENA :
Stadio Friuli'de sadece Juventus ile oynadığı maçta 2 puan bırakan Udinese, küme düşme hattında yer alan Cesena'yı konuk ediyor. En son 1998-1999 sezonunda ligin ilk yarısını 3. sırada bitiren Udinese'de 2011 yılında elde edilen başarıları 2012'ye taşımak en büyük hayal ve bu açıdan oynayacakları ilk 3 maç, siyah beyazlı ekibin rotası açısından oldukça önemli.
Cesena'nın en büyük kozu, Juventus ve Milan'ın yanı sıra Udinese'nin de gündeminde olan 1985 doğumlu Marco Parolo. Giuseppe Colucci, Jorge Martinez ve Raphael Martinho'nun yokluğunda bir hayli zorlanacak olan Cesena özellikle ilk 45 dakikada çok dikkatli olmak zorunda. Çünkü Udinese bu sezon Serie A'da attığı 20 golün 11'ini ilk yarılarda buldu ve bunun neticesinde 29 puan kazandı.
LECCE - JUVENTUS :
Krasic ve Amauri'yi gözden çıkartan, Roma'dan Borriello'yu kiralayan Conte'nin takımı Juventus, ligin dibinde olan ve kendi evinde dahi galip gelemeyen Lecce'nin konuğu olacak.
Daha uzun bir süre var ancak bana göre Lecce'nin bir mucize gerçekleştirme şansı kesinlikle yok. Serie B'nin ilk yolcusu sarı kırmızılılar olacaktır. Aslında Juventus'un deplasman karnesi çok parlak değil. Evet henüz mağlup olmadılar ama şampiyon olmak istiyorlarsa deplasman performanslarını kesinlikle 3 galibiyet 5 beraberlikten daha üste çıkartmak zorundalar. Kendi evinde 18 gol atıp 5 gol yiyen Juventus, deplasmanda ise 9 gol atıp 6 tane yedi. Sezon başında Conte kendi evimizdeki maçları en az hasarla atlatırsak istediğimizi elde edebiliriz demişti ama Milan'ın gerilerden gelip averajla da olsa liderliği ellerinden alması sanırım İtalyan teknik adam için iyi bir tecrübe olmuştur.
Gelson Tavares Fernandes Udinese'de
Gönderen
Nerazzurri
zaman:
13:23
Etiketler:
Futbol,
Futbolcular,
Serie A,
Transferler,
Udinese
0
Yorum var / Yorumlamak için buraya tıklayınız
Serie A'da 2011-2012 sezonunun ilk yarısının flaş takımı olan Udinese, İsviçreli oyuncu Gerson Fernandes'i satın alma opsiyonu kendilerinde olmak üzere St.Etienne'den kiralık olarak transfer etti.
Futbol yaşantısına 1995 yılında, bu aralar adı UEFA ile girdiği hukuki mücadeleden dolayı sıkça duyulan Sion'un altyapısında başlayan Fernandes, 9 yıllık bir sürecin ardından 2004 yılında A Takım'a yükselerek 3 sene boyunca ilk 11'in vazgeçilmez isimlerinden biri oldu.
Manchester City'nin yavaş yavaş transfer piyasasına ağırlık koymaya başlaması ile 2007 yılında 6 milyon euro bonservis bedeli ile İngiltere'nin yolunu tutan 25 yaşındaki orta saha oyuncusu, bu astronomik bedelle İsviçre dışına transfer olan en pahalı oyuncu olma ünvanının da sahibi olmuştu. Yaptığı abartılı transferlerle geniş bir kadroya sahip olan Manchester City'de 2 sezonda 43 resmi müsabakaya çıkan Gerson Fernandes, beklenilen patlamayı yapamadığı gerekçesi ile 2009 yılında St.Etienne'ye transfer oldu.
1 yıl Fransa'da kalan İsviçreli oyuncu önce Chievo'ya ardından da bu sezon başında Leicester City'e kiralandı. Zirveden dibe doğru inmeye başlayan bir kariyere rağmen Fernandes için Udinese'ye satın alma opsiyonlu olarak kiralanmak çok önemli. Fizik yapısı itibarı ile Patrick Vieira'ya benzeyen İsviçreli oyuncu aynı zamanda Beşiktaş forması giyen Manuel Fernandes'in de kuzenidir. Orta sahanın ortasında defansif ve ofansif olarak görev yapabilen İsviçreli oyuncunun bana göre top tekniği her ne kadar iyi olsa da defansif açıdan daha fazla verim alınabilecek bir potansiyele sahip. Çok fazla bindirme yapmayıp genellikle top kesebilen ama kestiği topları da oyuna gayet iyi sokabilen Fernandes'i, Guidolin'in nasıl işleyeceği de merak konusu.
Agon Mehmeti Palermo'da
Gönderen
Nerazzurri
zaman:
08:51
5 Ocak 2012 Perşembe
Etiketler:
Futbol,
Futbolcular,
Palermo,
Serie A,
Transferler
0
Yorum var / Yorumlamak için buraya tıklayınız
Kosova'nın 88.000 nüfuslu Podujevo kentinde 20 Kasım 1989'da dünyaya gelen Agon Mehmeti, ülkesinde yaşanan sorunlar nedeniyle ailesi birlikte henüz 2 yaşındayken İsveç'e göç etmek zorunda kaldı. 2001 yılında IFK Malmö'de futbol hayatına başlayan Mehmeti, 1 sene sonra Malmö FF'ye geçerek 6 sene boyunca gelişimini buranın altyapısında sürdürdü.
Hava toplarında etkili olan Mehmeti, ayrıca topla iyi dripling yapabilme özelliğine de sahip. Agon Mehmeti ile ilgili en ilginç argüman ise kendisinin çok iyi bir yedek oyuncu oluşu (!). Genellikle oyuna sonradan girdiği maçlarda damga vuran genç golcünün bu yüzden ülkesindeki lakabı "Süper Yedek". Palermo forması altında bu lakabını unutturmak istediğini söyleyen Mehmeti'nin idolü ise Milan forması giyen Bosna asıllı İsveçli golcü Zlatan Ibrahimoviç.
3 sezon formasını giydiği Malmö'de resmi olarak 106 maça çıkan Agon Mehmeti 25 kez fileleri havalandırdı. Palermo Sportif Direktörü Luca Cattani ile görüşen ve 9 Kasım 2011'de prensip anlaşmasına varılan genç oyuncu Serie A'nın ikinci yarısından itibaren 24 numaralı Palermo forması ile mücadele edecek.
Agon Mehmeti'nin videosu için tıklayın.
Inter'in Yeni Transferi : Juan Guilhermo Nunes Jesus
Gönderen
Nerazzurri
zaman:
11:42
4 Ocak 2012 Çarşamba
Etiketler:
Futbol,
Futbolcular,
inter,
Serie A,
Transferler
0
Yorum var / Yorumlamak için buraya tıklayınız
Sezon başından itibaren yavaş yavaş yaşlanan kadroyu gençleştirme çabasına giren Inter'in 2012'deki ilk transferi Internacional'in 20 yaşındaki savunma oyuncusu Juan oldu. 7 veya 8 Ocak'ta Milano'ya gelerek resmi imzayı atacak olan Brezilyalı oyuncunun bonservis bedeli 4 milyon euro.
Üç hafta önce adı daha çok Milan ile anılan genç oyuncunun Inter'i tercih etmesi açıkçası büyük sürpriz oldu. Fluminense'den Thiago Silva'yı alan ve defansın göbeğinde yaşadığı sorunları çözen Milan, Silva'nın yerini tamamlayacak oyuncuyu bulduğunu düşünürken ezeli rakibi Inter elini çabuk tuttu ve belki de Lucio-Ranocchia tandemine kaliteli bir alternatif yaratmış oldu.
Internacional alt yapısından yetişen genç oyuncu 2010 yılından bu yana takımı adına profesyonel olarak futbol yaşantısını sürdürüyor. Defansın ortasında ve solunda görev yapabilen Juan, Brezilya 20 Yaş Altı Milli Takımı'nın da vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Libertadores Kupası'nda da görev yapan Brezilyalı oyuncunun kariyerinde sadece 1 kırmızı kart bulunuyor ancak Juan, ortalama olarak 3-4 maçta bir sarı kart görerek İtalya'da sertlik konusunda sıkıntı yaşamayacağını da belli ediyor.
Juan'ın videosunu izlemek için tıklayabilirsiniz. Özellikle de videonun başında attığı gol inanılmaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)